Köşe Yazıları

BÜYÜK EKONOMİLERİN KULÜBÜ G-20’Yİ TANIYALIM

BÜYÜK EKONOMİLERİN KULÜBÜ G-20’Yİ TANIYALIM

G20 Zirvesi

Ahmet Süt

 05 Eylül 2016

Bu haftaki konumuz dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında yer alan ve diğer bir ifade ile patronlar kulübü olarak da tanımlanan G-20 ile ilgili…

Bilindiği gibi iktisadi açıdan dünyanın en büyük 19 ekonomisinin yanı sıra Avrupa Birliği Komisyonunun oluşturduğu ve İngilizcede Group of 20 şeklinde adlandırılan G-20, tarihsel kökenine bakıldığında 1970’lere dek uzanır. Özellikle 1975 yılında Fransa’nın Rambouillet şehrinde, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Almanya ve Japonya’nın, Devlet / Hükümet Başkanları düzeyinde düzenlenen toplantı birlik ile ilgili önemli bir gelişme olmuştur. Bu gelişmeden yaklaşık bir yıl sonra Kanada’nın da katılımıyla, ABD’ye bağlı, içişlerinde bağımsız özerk bir bölge olan ve “zengin liman” anlamına gelen Porto Riko’da G-7’nin temeli atılmıştır.

Uzun bir süre üye sayısı değişmeyen G-20’ler, 1991’den sonra Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) yerine kurulan Rusya Federasyonu (RF), o zamanlar G-7 olan birlik ile bir araya gelmiş, 1994’teki Napoli Zirvesi’nden sonra da birliğe dahil olarak G-8’ler olarak anılır olmuştur.

Bugünkü şeklini ise 1994 Köln Zirvesi ve ardından aynı yıl içinde düzenlenen Washington Zirvesi ile üye sayısı 20’ye çıkmış ve böylelikle günümüz şeklini almıştır. Dolayısıyla şuan ki şekliyle G-20’ye üye devletleri sıralayacak olursak;

ABD, Birleşik Krallık ( İngiltere ), Kanada, Fransa, G. Kore, Rusya, Meksika, Avustralya, Türkiye, Çin, Almanya, Hindistan, Japonya, İtalya, Brezilya, Arjantin, Endonezya, Suudi Arabistan, Güney Afrika ve Avrupa Birliği Komisyonu olmak üzere yirmi üyeden oluşmuştur.

Burada dikkat edilecek husus, yukarıda sıralanan bu ülkeler kadar zengin, gelişmiş olduğu halde bazı ülkelerin yer almamasıdır. Örneğin Tayvan, İsviçre, Norveç, İran ve Venezüella, ekonomik olarak bazı üyelerden daha büyük olmalarına rağmen G-20’de bulunmuyor. Birçok Avrupa Birliği ülkesi de, G20’de bağımsız olarak değil sadece AB Komisyonu olarak temsil ediliyor.

G-20’yi birçokları zenginler kulübü olarak adlandırsa da gerçekte bu tanım pek gerçekçi değil; zira bünyesinde ABD, Japonya, Almanya, Çin gibi küresel devler olsa da Türkiye, Brezilya, Arabistan, Endonezya, Arjantin gibi gelişmekte olan ülkeler de var; fakat yine de gerek iktisadi yapıları gerekse de nüfusları dikkate alındığında bu üyelerin dünya ekonomisine yön veren ülkeler olduğu anlaşılmaktadır.

Birliğin bir diğer önemli özelliği, her yıl Dönem Başkanı olan ülkenin belirleyeceği bir ülkeyi davet etme hakkı bulunmaktadır; örneğin Türkiye dönem başkanı olduğunda bu hakkını Azerbaycan’dan yana kullanmıştır. Bunun yanı sıra IMF, Dünya Bankası, OECD, Dünya Ticaret Örgütü, Birleşmiş Milletler gibi kuruluşlar da toplantılara katılabiliyor.

Uluslararası ekonomik işbirliğini arttırmayı amaçlayan, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomileri bir araya getiren, küresel ekonomik kararların alındığı bir platform olan G-20, dünyada üretilen bütün mal ve hizmetlerin parasal değer olarak yüzde 85’ine, küresel ticaretin ise yüzde 75’ine sahip durumdadır. Ayrıca dünya nüfusunun neredeyse üçte ikisinin birlik ülkelerinden oluşması G-20’yi önemli kılmaktadır.

Kararlarının birliğe katılan ülke liderlerinin mutabakatı sonucu alınan G-20’nin ana gündem maddesi ekonomi olsa da dünyada meydana gelen siyasi, sosyal meseleler de ele alınabilmektedir.

Yazarın Önceki Yazıları:

-Topyekün Yenilenmemizin Zamanı Gelmiştir – 29 Ağustos 2016

-Bundan Sonra Ne mi Yapılmalı! – 22 Ağustos 2016

-Bu Aziz Millete Kaybettirmeye Hakkınız Yok! – 16 Ağustos 2016

-Kazanan Darbeciler Değil, Milletin İradesi Oldu – 8 Ağustos 2016

Yorum İçin Tıklayın

Bir Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

En Çok Okunanlar

çok içmek