BUNDAN SONRA NE Mİ YAPILMALI!
Ahmet Süt
22.08.2016
“Devleti yeniden inşa etmenin zamanı geldi.” Bu sözler, 7 Agustos’ta El Cezire kanalına mülakat veren Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait. Oysa içinde önemli açıklamalar bulunan söz konusu mülakattan muhtemelen çok az kimsenin haberi vardı.
Öyle ya çok az okuyoruz çok az araştırıyoruz; bildiklerimizin çoğu bile kulaktan dolma şeyler değil mi zaten! Neyse ki asıl konumuz bu değil; asil konumuz Sayın Cumhurbaşkanının devletin, devlet kurumlarının yeniden inşa edileceğine dair beyanı idi. Bu açıklama neden önemliydi ve neden devletin en tepesindeki isim, Cumhuriyet tarihinde belki de ilk kez bu denli kararlı ve somut bir şekilde bunu gündeme getirmişti!
Bir devlet adamı olarak Sayın Cumhurbaşkanının bu isabetli çıkışı elbette fazlasıyla desteği hak etmektedir. Zira böyle zor zamanlarda bu cesareti, direngenliği, feraseti gösterebilecek siyasi liderler çok azdır. Oysa isterdik ki sadece cumhurbaşkanı değil, öncelikle kendi iktidarı da onun kadar ferasetli olsun.
İsterdik ki diğer siyasi partilerin de devlet kurumlarının farklı dönemlerde farklı gruplar tarafından yozlaştırıldığını anlayabilsinler ve artık adalet, liyakat, farklı yaşam biçimlerine hoşgörü, hesap verebilirlik doğrultusunda yeniden inşa edilmenin zamanının geldiğini idrak edebilsinler.
İsterdik ki İslami cemaatlerin çoğu, Cumhuriyet tarihinde ilk kez kendi destekledikleri bir partinin iktidarda olmasını daha adil bir ülke inşa edilmesi noktasında iktidara yol gösterici olmaları gerekirken aksine iktidarın iyi niyetle kendilerine sunduğu imkanları kendi cemaatlerinin menfaatine kullanmaktan vazgeçsinler.
İsterdik ki iktidar içinde iktidar yanlısı görünüp iktidarın, iktidara bağlı belediyelerin tüm imkanlarını mazlum halk için kullanmak yerine kendi açgözlülükleri için seferber eden ve parti içinde kümelenen (isimleri bizde saklı kalsın) menfaat düşkünlerinin tasfiyesi Sayın Cumhurbaşkanına kalmadan bizzat kendi iktidarı tarafından etkin şekilde yapılabilsin.
Peki bu sorunların çözülmesi noktasında umutlu muyuz?
Yani gerçek manada ülkedeki gelir dağılımının daha adil şekilde olduğu, liyakat esasının tüm devlet kurumlarının temel felsefesi haline geldiği, adaletin her kesim için olduğu, hesap verilebilirliğin şart olduğu, kişilik haklarına zarar vermeyen ve şiddete yönelmeyen her düşüncenin dile getirilebildiği bir ülkeyi yeniden inşa etmek geldiğimiz nokta itibari siyasi partilerin, dini grupların, stk’ların önlerine koydukları bir hedef olabilir mi!
Bunu anlayabilmek için henüz erken fakat en azından iktidarın önündeki en büyük idealin bu olduğunu, bu büyük idealin gerçekleştirilebilmesi için de bu ağır yükün Sayın Cumhurbaşkanının omuzlarından alınıp bizzat AK Parti iktidarının üst düzey ve alt düzey tüm yöneticileri tarafından sahiplenilmelidir.
Aksi halde bir ülkenin felaket anlamına gelen çürümenin, kokuşmuşluğun önüne geçilemez; bundan sadece mazlum halk değil tüm siyasi ve toplumsal kesimler kaybeder!
______________________________________________
Yazarın Önceki Yazıları:
-Bu Aziz Millete Kaybettirmeye Hakkınız Yok! – 16 Ağustos 2016
-Kazanan Darbeciler Değil, Milletin İradesi Oldu – 8 Ağustos 2016
